Kültürel Makaleler

“Hristıyanlar nedense hep bizle kendilerini yarıştırır. Hz. İsa ile Peygamberimizi İncil’le Kur’an-ı Kerim’i yarıştırırlar. İlginçtir hep de geri kalırlar. Hz. İsa da bizim peygamberimizdir ama son peygamber Hz. Muhammed Mustafa’dır. Peygamber efendimiz diyor ki; Hz. İsa ile ben kardeşiz o 0(sıfır), ben 571 bu iki süre içerisinde hiç peygamber gelmemiştir o yüzden kardeşiz der. Hiç İncil’le Kur’an bir olur mu? Olmaz. – ve Allah atı yarattı at koştu terledi terden de kendini yarattı-(incilden) ile Elhamdulillahi rabbil a’lemin errahmanırrahim- (kur’an dan) bir olur mu? Bunlar Londra da 800 yüz İsa topladılar Müslümanlar rövanşı katar’da aldı 8.000 Muhammed’le.”

Siyer-i NebiKur'an ve Tefsir
Siyer-i Nebi Okumaları Tüm Hızıyla Devam Ediyor…

Siyer-i Nebi Okumaları Tüm Hızıyla Devam Ediyor…

Rumeli Gençlik Grubu tarafından her Pazar 15:30 ‘da düzenlenen Siyer-i Nebi okumalarının üçüncüsü geniş katılımcı eşliğinde Balkan Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.Konuşmacı Hasan GÜMÜŞ, katılımcılara hayatlarına yön verebilecek çok önemli anektod’lar ve günümüz meselelerine ışık tutan ayrıntıları aktardı.

Başkası İçin Yaşayanlar, Neredesiniz?

Başkası İçin Yaşayanlar, Neredesiniz?

Her yönüyle yetişmiş insanın, evrendeki en kıymetli varlık olduğunu söylemeye gerek olmadığı kanaatindeyim.Aklı aydın, gönlü aydın, hareketleri aydın  insana, bizim kültürümüzde insan-ı kamil denir. Cenab-ı Allah’ın halife diye adlandırdığı insan, bu insandır.Aklın aydınlığı ilimledir. Ancak sadece akıl aydınlığı kişinin kamil insan olmasına yetmez. Çünkü, tıp profesörü olmuş ama paraya tapan, ilaç şirketleriyle ortaklaşa çalışan, devleti milleti zarara uğratan, operatörlük değil kasaplık yapan yüzlerce insan var. En seçkin mühendislik fakültelerini bitirmiş ama inşaatın demirini, çimentosunu çalan (eksik katan) yüzlerce insan var. İlahiyat fakültelerini bitirmiş, konferanslar, vaazlar veren, millete öğüt veren ama kendisi uygulamayan, vereceği vaaz ve konferansların pazarlığını yapan onlarca ilahiyatçı var.

“Dertliyiz. Derdimiz Mutluluğumuzdur”

“Dertliyiz. Derdimiz Mutluluğumuzdur”

Yaptıkları çalışmalarda aydınlık yolunun öncüsü Peygamber Efendimizi örnek alarak aklı, gönlü ve hareketleri aydın insanlar yetiştirmek amacında olduklarını belirten Hasan Gümüş “Kavgayla, gürültüyle, dedikoduyla, fitne ve fesatla bizim işimiz olamaz. Hem vaktimiz yoktur, hem de bize verilen ahlak ve edep buna müsait değildir” dedi. 2 Temmuz 2011 cumartesi günü gerçekleştirilen Edirne Mimar Sinan Vakfı 17. Geleneksel Mezunlar ve Gönüllüler Buluşması programına katılarak öğrencileri ve sevenleriyle bir araya gelen Hasan Gümüş katılımcılara hitap etti. Programa başta Edirne ve Trakya olmak üzere Türkiye’nin çeşitli bölgelerinin yanı sıra Batı Trakya ve Makedonya’dan  da misafirler katıldı. Yüzlerce kişinin ilgi ile takip ettiği programda duygu yüklü anlar yaşandı.

Kırklareli’de Kutlu Doğum Coşkusu

Kırklareli’de Kutlu Doğum Coşkusu

0 Nisan 2011 Pazar günü Bolu’da katıldığı konferansın ardından Kırklareli’de düzenlenen Kutlu Doğum etkinliğinde konuşan Hasan Gümüş “Peygamber Efendimizle biz etle kemik gibiyiz. O, hayatımızın bir parçası ve en önemli rengidir” dedi. Kırklareli İnsani Değerleri yaşatma Derneği (Kidyad) tarafından, 12 Nisan 2011 Salı günü Kırklareli Üniversitesi Rektörlük Kültür Merkezinde düzenlenen Kutlu Doğum programına Ak Parti Kırklareli birinci sıra milletvekili adayı Şenol Gürşan, İl Başkanı Emir Tunç, çeşitli kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütlerinin yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı. Yoğun ilginin olduğu program için Kültür Merkezi’ne gelen birçok kişi salonda kendine yer bulamayarak programı dışarıdan takip etmeye çalıştı. Programa katılan davetlilere Kırklareli İnsani Değerleri Yaşatma Derneği tarafından gül hediye edildi.

Safahat Okumaları

Safahat Okumaları

Rumeli Gençlik Grubu tarafından düzenlenen Safahat Okumaları programının ilki, 27 Mart 2011 Pazar günü Balkan Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Programa katılan Edirne Mimar Sinan Vakfı kurucu başkanı Hasan Gümüş, Mehmet Akif’in hayatı ve fikir dünyası üzerine değerlendirmeler yaptıktan sonra Safahat’tan bölümler okuyarak açıklamalarda bulundu. Başta orta ve yüksek öğrenim öğrencileri olmak üzere çok sayıda genç tarafından ilgiyle izlenen programın, seri halde devam edeceği belirtildi.

Tarihi Ve İnsanlığı Mayalayanlar

Tarihi Ve İnsanlığı Mayalayanlar

Her yıl olduğu gibi bu yıl da Aralık ayında Hazret-i Mevlana Celaleddin-i Rumi Türkiye ve dünyanın her yerinde törenlerle anılıyor. Bu yıl 737. si gerçekleştirilen Şeb-i Arus programları kapsamında Edirne Mimar Sinan Vakfı kurucu başkanı Hasan Gümüş de, İlim Yayma Cemiyeti Edirne Şubesi’nin davetlisi olarak Yükseköğrenim Erkek Öğrenci Yurdu’nda “Hazret-i Mevlana” konulu bir konuşma yaptı. 27 Aralık 2010 günü düzenlenen program, gençler tarafından ilgi ile takip edildi.

Makedonya: Bize Yakın Uzak…

Makedonya: Bize Yakın Uzak…

Edirne Mimar Sinan Vakfı öncülüğünde ve Hasan GÜMÜŞ hocamızın riyasetinde, Kırklareli ve Çorlu’dan katılımcıların olduğu bir grup ile Makedonya gezisi düzenlendi. Otobüsle yapılacak seyahatin güzergâhında Yunanistan da bulunuyordu.

Aramızdan ilk kez bu bölgeye gidecek katılımcıların olduğu bu gezinin hayırlı ve bereketli geçmesi için dua ettik. Verilen ön bilgiler ile heyecanımız arttıkça arttı.

Evet Onlar Geldi…

Evet Onlar Geldi…

      Geçen yıl Balkanları dolaşırken, Makedonya’ya giden hiç kimsenin uğramadan geçemediği Harabati Tekkesi’ni bizim grubumuz da ziyaret etmişti. Kalkandelen İmam- Hatip Lisesini ziyaretten sonra Kalkandelen Müftüsü ve diğer yetkililerle tekkeyi dolaşmıştık. Bakıma muhtaç Tekke 30 dönüm arazinin üzerine kurulmuş ve orijinalliğini koruyordu. Muhafaza altına alınmasına sevinmiştik. Klasik tekkede neler mevcutsa Harabati Tekkesi’nde de onlar vardı.
       Grubumuz hayli acıkmıştı. Suyu  ve gölgesi güzel bu ortamı görünce: “Yemek molası.” dedik. Sefer çıkımızda neler varsa beğendiğimiz bir ağacın gölgesinde yer soframızı yaydık. Kalkandelen’li Rehberlerimiz: “İçeriye gelin, içeriye.” dediler. Biz: “Hayır, burası daha güzel.”dedik. Ağacın altını tercih ettik. Tekke görevlisi yaşlıca bir zat yanımıza geldi. Heyecanla  bizi göstererek Kalkandelen Müftüsüne ve diğer görevlilere: “Evet, bunlar Onlar.” dedi. Anlamamıştık. Hem Müftü Efendi hem diğerleri, halk arasında dolaşan rivayeti birlikte anlattılar bize.

Gönüllere Yerleşen Korkmaz

Gönüllere Yerleşen Korkmaz

            Yedi yıl önce, Suriye ile aramız bugün ki kadar iyi değildi, olumlu gelişmeler yeni başlamıştı. İşte o günlerde eskiden beri merak ettiğim Halebi, Humusu,Hama ve Şam’ı dolaşayım istedim. Rahat hareket edeyim diye gezi gruplarına katılmadan, yalnız başıma kara yoluyla Suriye’ye gittim.

Ruhları Şad Olsun

Ruhları Şad Olsun

İslâm selâmettir, kurtuluştur, barıştır. Müslüman’ın hedefi dünyada huzur ve mutluluğu temin etmektir. Müslüman savaştan değil barıştan yanadır. Ancak çözüm barışla değil savaşla olacaksa, kaçmaz savaştan. Üstüne üstüne yürür düşmanın. Korkmaz ölümden.

Müslüman için ölüm, gözleri fani dünyada kapamak, baki âlemde bir daha kapanmamak üzere açmaktır. Hele ölüm Allah yolunda olursa. Onun adı şehadettir. Şehadet görünüşte ölümdür. Gerçekte diriliktir.

Şehadet cennet bahçelerinde kanatlanıp uçma, melekler tarafından karşılanma, Hz. Hamzayla, Sa’d b. Rebi ile Mus’ab b. Umeyrle, Cafer b. Ebi Taliple, Hz. Zekeriyya ile Hz. Yahya ile buluşmadır. Efendimiz (A.S.) ile kucaklaşmadır.