“Dertliyiz. Derdimiz Mutluluğumuzdur”

Yaptıkları çalışmalarda aydınlık yolunun öncüsü Peygamber Efendimizi örnek alarak aklı, gönlü ve hareketleri aydın insanlar yetiştirmek amacında olduklarını belirten Hasan Gümüş “Kavgayla, gürültüyle, dedikoduyla, fitne ve fesatla bizim işimiz olamaz. Hem vaktimiz yoktur, hem de bize verilen ahlak ve edep buna müsait değildir” dedi. 2 Temmuz 2011 cumartesi günü gerçekleştirilen Edirne Mimar Sinan Vakfı 17. Geleneksel Mezunlar ve Gönüllüler Buluşması programına katılarak öğrencileri ve sevenleriyle bir araya gelen Hasan Gümüş katılımcılara hitap etti. Programa başta Edirne ve Trakya olmak üzere Türkiye’nin çeşitli bölgelerinin yanı sıra Batı Trakya ve Makedonya’dan  da misafirler katıldı. Yüzlerce kişinin ilgi ile takip ettiği programda duygu yüklü anlar yaşandı.
Siyer-i NebiKur'an ve Tefsir

Yaptıkları çalışmalarda aydınlık yolunun öncüsü Peygamber Efendimizi örnek alarak aklı, gönlü ve hareketleri aydın insanlar yetiştirmek amacında olduklarını belirten Hasan Gümüş “Kavgayla, gürültüyle, dedikoduyla, fitne ve fesatla bizim işimiz olamaz. Hem vaktimiz yoktur, hem de bize verilen ahlak ve edep buna müsait değildir” dedi. 2 Temmuz 2011 cumartesi günü gerçekleştirilen Edirne Mimar Sinan Vakfı 17. Geleneksel Mezunlar ve Gönüllüler Buluşması programına katılarak öğrencileri ve sevenleriyle bir araya gelen Hasan Gümüş katılımcılara hitap etti. Programa başta Edirne ve Trakya olmak üzere Türkiye’nin çeşitli bölgelerinin yanı sıra Batı Trakya ve Makedonya’dan da misafirler katıldı. Yüzlerce kişinin ilgi ile takip ettiği programda duygu yüklü anlar yaşandı.

Programda Vakfın denetleme kurulu üyesi Sebahattin Bilgiç Vakıf mütevelli heyeti ve çalışma birimleri adına açılış ve selamlama konuşması yaptı.

Edirne Mimar Sinan Vakfı olarak ulaşabildikleri ve güçlerinin yettiği her yere hizmet götürme aşkında olduklarını belirten Bilgiç “Tüm hizmetlerin başında Hasan Gümüş Hocamızın olması Allah’ın bizlere bir lütfudur. Hocamız engin ilmi, geniş feraseti, bitmez tükenmez hizmet gayreti ve geniş ufkuyla bizlerin gönlünde bir rehber ve yol göstericidir” dedi.

Batı Trakya’dan programa katılan Gümülcine Müftü yardımcısı Fehim Ahmet, 1987 yılında Edirne İmam Hatip Lisesi’nden mezun olduğunu belirterek “Mezun olduğum yıl kurulan Mimar Sinan Vakfı’nın vakıf senedini daktilo etme görevi bana nasip olmuştu. Bugün ise hemen hemen bütün Balkan ülkelerinde ve şehirlerinde Vakfımızdan yolu geçmiş, suyunu içmiş, Hasan Gümüş Hocamızın derslerine iştirak etmiş ve buradan aldığı ilhamla toplumlarına hizmet eden gönül dostlarıyla karşılaşıyoruz” dedi.

Makedonya’nın Gostivar şehrinde bulunan Genç Kalemler Derneği yönetim kurulu başkanı Türker Kamber de “Makedonya’da Müslüman Türk toplumunun birlik ve dini değerlerinin korunması ve kültürün geliştirilmesi için çalışmalar yapıyoruz. Mimar Sinan Vakfı ile işbirliği içinde iftar programları, kurban organizasyonu, öğrencilere kırtasiye yardımı, kutlu doğum programı gibi çalışmalarımız oldu. Vakfımıza ve Hasan Gümüş Hocamıza teşekkür ediyoruz” dedi.

 Programa katılan Edirne milletvekili Dr. Mehmet Müezzinoğlu da topluluğa hitap ederek duygu ve düşüncelerini dile getirdi. Medeniyetimizin temellerinde ilim, irfan, hak ve adaletin olduğunu belirten Müezzinoğlu aynı şekilde tarihteki şanlı günlerine bakıldığında Edirne’nin temelinde de bu unsurların olduğunu söyledi. Müezzinoğlu, “Ancak bugün Edirne şehrinin hak ve hukuku ayaklar altındadır. Şayet yeniden Balkanlara sahip çıkacaksak, bu şehrin hak ve hukukuna, bu şehrin medeniyet zenginliklerine, bu şehrin yeniden medeni olmasına karşı hepimizin görev ve sorumlulukları var. Bu anlamda Edirne Mimar Sinan Vakfı ve değerli Hasan Gümüş Hocamızın öncülüğünde burada bulunan herkes gelecek ufka karşı geçmişten dersler alarak ve yüklenilen sorumlulukların farkında olarak bu şehre karşı sorumluluklarını yerine getirmek için çalışmaya devam etmeli” dedi. Vakfın kuruluşundan beri çok şeyler yapıldığının görüldüğünü belirten Müezzinoğlu “Bundan sonrası için de çok işler var. Hep birlikte güçlü bir şekilde basamak basamak bu mesafeleri alalım. Vakfa gelecek ufkunda başarılar diliyorum” diyerek sözlerini tamamladı.

     Daha sonra kürsüye gelen Hasan Gümüş tenkitlere ve nasihatlere açık olduklarını belirterek şunları söyledi: “Ancak samimiyetimizi sorgularsanız işte o bizi dilhun eder, o bizi yaralar ve üzer. İşimiz nihayetinde insanların ortaklaşa nakil aracı olan tabuta hazırlanmaktır. Ölüme ve öldükten sonra sorguya hazırlanmaktır. İşimiz aklı aydın, gönlü aydın, hareketleri aydın insanlar olmaktır. İşimiz kendisiyle, ailesiyle, toplumuyla, milletiyle barışık insanlar olmaktır. Nesillerimizi de aynı şekilde yetiştirmektir. Hedefimiz toplumun rengiyle renklenen değil topluma renk veren insanlar yetiştirmektir. İmkanlarımız kıttır. Az yatırımla çok üretim yapmak, hedefi onikiden vurmak zorundayız.”

     Örnek aldığımız şahsiyetin Peygamber Efendimiz olduğunun altını çizen Hasan Gümüş “Örnek aldığımız şahsiyet, aydınlık yolunun piri ve önderi, özü nur ve aydınlık, sözleri nur ve aydınlık, sünneti nur ve aydınlık, yetiştirdiği talebeleri nur ve aydınlık olan Sevgili peygamberimizdir. Ve örnek olarak kabul ettiğimiz şahsiyetler gül yetiştirenler, gül dikenler, gülden terazi tutan, gül bahçesinin bahçıvanları olan şahsiyetlerdir. Kavgayla, gürültüyle, dedikoduyla, fitne ve fesatla bizim işimiz olamaz. Hem vaktimiz yoktur, hem de bize verilen ahlak ve edep buna müsait değildir” dedi.

     Dertli olmakla birlikte dertlerini seven insanlar olduklarını kaydeden Hasan Gümüş sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir yetim çocuğun derdi bizim derdimizdir. Ancak onun başını okşamak bizim mutluluğumuzdur. Eşiyle kavga eden, çocuğuyla problemi olan insanların derdi bizim derdimizdir. Ancak onların dertlerine merhem olmak bizim mutluluğumuzdur. İşsizlere iş, aşsızlara aş imkanı sağlamak bizim derdimiz, görevimiz ve mutluluğumuzdur. Biz derdimizi seviyoruz. Bu hayatta hiçbir şeye üzülmeye değmez. Ancak bir şey üzülmeye değer. Allah Teala’ya kul, Peygamberimize ümmet, Allah’ın yarattıklarına hizmetkar değilsen işte ona üzüleceksin. En büyük ibadet Allah Teala’nın mahlukatına hizmettir. Vakıf da budur.”

     Hasan Gümüş ilgiyle takip edilen konuşmasını “Bize heyecan ve mutluluk verdiniz. İnşallah yeni binamızı tamamladığımız anda Bolu’dan Gostivar’a kadar olan bölge Edirne Mimar Sinan Vakfı’nın hinterlandı olacaktır.” diyerek tamamladı.

     Pazar günü ise Vakıf merkezinde konaklayan misafirlere Balkan Kültür Merkezi bahçesinde kahvaltı ikram edildi. Kahvaltı programına katılan Hasan Gümüş ile bir araya gelen öğrencileri ve sevenleri eski günleri yad ederek karşılıklı sohbet etme imkanı buldular. Kırklareli, Tekirdağ, İstanbul, Kocaeli, Bolu, Ankara, Kahramanmaraş gibi yurdun çeşitli yerlerinden Edirne’ye gelen katılımcılar bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Edirne Mimar Sinan Vakfı’nın ve Hasan Gümüş’ün yanında olacaklarını, çalışmaları desteklemeye devam edeceklerini kaydettiler.

Hasan GÜMÜŞ

Takip Edin...

Sohbet Takvimi

Sohbetler

Ziyaretler

Eserler

Eserler

Kur’an “Oku” ile başlar. Okumanın “dinleme” anlamı da vardır. “Edep’te” dinlemekten başlar”.
Siyer-i NebiKur'an ve Tefsir

ÖNCE DİNLE

Dinleme paylaşmadır.Zordur.Derdini anlatan kişinin derdini dinleme, mutluluğunu anlatan kişinin mutluluğunu dinleme,ana-babanın,hocanın nasihatlerini dinleme hep nefsin ağrına giden işlerdir.

 

HAYAT BEDAVA DEĞİL

Pişmanlığın dört çeşit olduğu söylenir. Günlük pişmanlık,yıllık pişmanlık, ömürlük pişmanlık ve ebedi pişmanlık. Bitmeyen, bitmeyecek pişmanlık ebedi pişmanlıktır. Allah korusun bu dünyadan imansız göçenler bu tür pişman olanlardır. Ebediyen ah vah edeceklerdir bu tür pişmanlar.

 

ALLAH ( C.C. ) VE GÜZEL İSİMLERİ

"O, öyle bir Allah'tır ki O'ndan başka ilah yoktur.Görülmeyeni ve görüleni bilendir.O Rahman ve Rahim.O öyle bir Allah'tır ki kendisinden başka hiç bir ilah yoktur.O malik ve sahiptir, münezzehtir,selamet verendir, emniyete kavuşturandır, gözetip karuyandır, üstündür, istediğini zorla yaptıran,  büyüklükte eşi olmayandır."

 

PEYGAMBER EFENDİMİZ

Biz Müslümanlar en fazla, sevginin yaratıcısı, hem kendisi çok seven, hem de çok sevilen, sevdiklerimizi bize bağışlayan ve sevdiklerimizin sevgisini koymak için bize gönüller veren Cenab-ı Allah’ı, bütün sevgilerin üzerinde bir sevgiyle severiz. İkinci olarak, özü sevgi, mayası sevgi ile karılmış, sevginin yaşayan hali, yürüyen hali, sevginin nasıl yaşanacağını bize gösteren Sevgili Peygamberimizi, Cenab-ı Allah’tan sonra en fazla severiz.