“Müslümanlığınızla barışık olun”
Peygamber Efendimizin hadis-i şeriflerini dinleyerek O’nun getirdiklerine uymanın her Müslüman için şeref ve aynı zamanda bir görev ve edep olduğunu belirten Hasan Gümüş şunları kaydetti: “Peygamber Efendimiz’in farz kılma, haram kılma ve vacip kılma yetkisi vardır. O’nun söyledikleri eskimez ve değişmez. Çünkü o kendinden sonraki tüm insanlara ve tüm zamanlara gönderilmiş bir peygamberdir. O adam gibi bir adamdır. Cömertlikse cömertlik, cesaretse cesaret, kahramanlıksa kahramanlık, yakışıklılıksa yakışıklılık, doğruluksa doğruluk. Her iyilik ve güzellik O’ndadır. O’nun peşinden gitmeyi ve getirdiklerine uymayı da bir şeref kabul ederiz. Demokratik bir ülkede yaşıyoruz. Herkes birilerinin peşinden gitmekte serbesttir. Kim kimin peşinden gidiyorsa da onu saklamıyor. Biz de tabiî ki Peygamber Efendimizin peşinden gideceğiz. O’nun peşinden gittiğini de saklama, cesur ol. Kendinle barışık ol, müslümanlığınla barışık ol. Moskova’da olsan da ‘Müslüman’ım de, ve namazını kıl.”
Hasan Gümüş, okunan hadis-i şerifte Peygamber Efendimizin, mescitte dizlerini dikip ellerini önünden kelepçeleyerek birbirine bağlamış bir şekilde oturur halde gördüğü birisini uyararak bu şekil oturuşun şeytandan olduğunu ve mescitte öyle oturulmaması gerektiğini anlattı. Ancak Buhari’de Peygamberimizin de böyle oturduğuna dair rivayet olduğunu belirten Hasan Gümüş, cami ve mescitlerde namaz beklerken, tespih çekerken Peygamberimizin yasakladığı şekilde oturulmaması gerektiğini söyledi. Hasan Gümüş en ufak bir sünnetin dahi terk edilmemesi gerektiğini belirterek “Sünnet-i Seniyyeye uymak hem vazifedir hem de edeptir. Eğer Peygamber Efendimiz’in en küçük bir sünnetini dahi terk edersen iltifat-ı peygamberiden mahrum kalabilirsin” dedi.
“Hocamızı rahmetle anıyoruz.”
Konuşmasında iyilerin anıldığı yere rahmet ineceğini belirten Hasan Gümüş, Merhum Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocaefendinin doğumunun yetmişdördüncü yıldönümü olduğunu hatırlatarak şunları kaydetti: “Bugün rahmetli hocamız Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocaefendimizin mevlitlerinin hicri yetmişdördüncü senei devriyesidir. Bu vesileyle kendilerini rahmetle anıyoruz. Hocamız, ehl-i sünnet vel cemaatin en önemli kollarından olan İskenderpaşa cemaatinin yol göstericisi ve devam ettiricisidir. Bizim üzerimizde de hakları ve himmetleri vardır. Vakfımızın kuruluşunda manevi tasarrufatı, himmetleri ve teşvikleri olmuştur. Vakfımızın önceki hizmet binasının açılışı münasebetiyle Edirne’ye teşrif ettiklerinde ‘Bu bina size yetmez, daha büyük yerler yapın, bir Balkan Kültür Merkezi inşa edin’ buyurmuşlardı. Hamdolsun Cenab-ı Allah hocamızın himmetleriyle nasip etti. Rahmetle anıyoruz.”