Mekke’nin fethinin sadece Müslümanlar için değil tüm insanlık tarihi için ibretlerle dolu bir dönüm noktası olduğunu belirten Hasan Gümüş “Mekke’nin fethi, feth ul-fütûhtur. Fetihler fethi kutlu bir hadisedir.” dedi. 31 Aralık 2009 Perşembe günü Edirne Mimar Sinan Vakfı Balkan Kültür Merkezinde yaptığı aylık olağan konuşmasında yaklaşık üç yüz kişilik bir dinleyici grubuna hitap eden Edirne Mimar Sinan Vakfı kurucu başkanı Hasan Gümüş, miladi yeni bir yıla girerken, yıldönümü münasebetiyle Mekke’nin Fethinin kutlanmasının önemine işaret etti.

Hasan Gümüş, Mekke’nin fethinin öncesinde yaşanan süreç, fetih ve fetih sonrasına dair ayrıntılı bilgiler verdiği konuşmasında, Hudeybiye Anlaşmasının Müslümanlar aleyhine gibi görünen maddelerinin aslında lehlerine olduğunu, nitekim anlaşma dönüşü nazil olan Fetih Suresiyle bunun müjdelendiğini kaydetti. Hudeybiye anlaşmasının devam ettiği iki yıl boyunca Müslümanlar lehine yaşanan gelişmeler neticesinde Peygamber Efendimizin büyük bir ordu hazırlayarak Mekke’ye yürüdüğünü anlatan Hasan Gümüş, 1 Ocak tarihinin fethin gerçekleştiği gün değil, Müslüman ordusunun Medine’den hareket ettiği tarih olduğunu, fethin ise 13–14 veya 15 Ocakta gerçekleştiğini söyledi.

“Mekke’nin Fethi bir destandır.”

Hasan Gümüş, Mekke’nin fethinin kutlanması gereken kutlu bir olay olduğunu belirterek şunları kaydetti: “Mekke’nin fethi tabi ki kutlanmalıdır. Çünkü bu fetih, bütün fetihlerin anasıdır, bir destandır. Nasıl ki tüm şehitler Hazret-i Hamza’nın bir tilmizi ise, nasıl ki bütün şehitlikler Uhud’un bir şubesi ise, tarihimizdeki bütün fetihler de Mekke’nin fethinin bir şubesi ve nümunesidir. Müslümanlar Mekke’ye girince Bilal-i Habeşi, Peygamber Efendimizin emri üzerine Kâbe’nin üzerine çıkarak putları devirdi ve ezan okudu. Müslümanlar tekbir getirdiler. Gece sabaha kadar Kâbe’nin etrafında ibadet ettiler. Yağma yapmadılar. Kimsenin malına mülküne, şerefine, namusuna dokunmadılar. İşte insanlık budur.”

          “En büyük nimet Müslümanlıktır.”

          “Mekke’nin fethi esnasında Ebu Süfyan da Müslüman olmuştur. Ancak Ebu Süfyan hala tam olarak imana gelememişti. Mevcut durumu hazmedemiyordu. Peygamber Efendimize, bir ordu toplasam da Müslümanlara karşı savaşsam diye hala içinden geçirdiğini söylemişti. Peygamber Efendimiz de ‘sizi yine yeneriz’ demiş ve Ebu Süfyan’ın kalbinin üzerini eliyle sıvazlamış, ancak böylece iman kalbine tam olarak yerleşmişti. Dolayısıyla biz Müslüman anne babadan, Müslüman bir ortamda dünyaya geldik ve yaşamaya çalışıyoruz. Ne kadar şükretsek azdır. En büyük devlet, en büyük nimet Müslümanlıktır.”

Konuşmasında asr-ı saadetten ve Peygamber Efendimiz ile sahabe-i kiramın hayatından canlı tablolar sunan Hasan Gümüş “Peygamber Efendimizi ve Mekke’nin fethini tebrik ederiz. Bu yılbaşı gecesinde bu kutlu fethi kutlamayı tercih ettiniz. Cenab-ı Allah sizleri tercihlerinizle haşreylesin” diye dua etti.

Konuşmadan sonra kutlama programı, Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu üyesi ses sanatçısı Canip Kaldan ve neyzen Uğur Kaldan’ın müzik ziyafetiyle devam etti.