Doğumunun 800. yılı münasebetiyle UNESCO tarafından 2007 yılının tüm dünyada ‘Mevlana Yılı’ ilan edildiğini hatırlatan Hasan Gümüş, Hazret-i Mevlana’nın dünya çapında olmaktan da öte, zamanı aşan ve zamana yön veren biri olduğunu söyledi. Hasan Gümüş, 11 Aralık 2009 Cuma günü, Anadolu Gençlik Dergisi temsilciliğinin davetlisi olarak geldiği Tekirdağ’ın Hayrabolu ilçesinde ‘Hazret-i Mevlana’ konulu bir konuşma yaptı.

Kur’an-ı Kerim’in birçok yerinde iyi insanların anılmasının emredildiğini, iyi insanların anıldığı yere de rahmet ve bereket geleceğini belirten Hasan Gümüş şunları söyledi:

 “Bazı insanlar köy çapında meşhurdur ve etkilidir. Bazı insanlar kasaba çapında, bazıları şehir ve bölge çapında söz sahibidir. Bazı insanlar da ülke çapında, hatta dünya çapında etkili ve söz sahibidir. Hazret-i Mevlana ise dünya çapında olmanın da ötesinde sözleri ve mesajları çağlara hitap eden, zamanı aşan ve zamana yön veren bir büyük insandır. Aralık ayında vefat ettiği için ülkemizde de her yıl bu ayda Mevlana Haftası kutlanıyor. Bugün itibariyle de Mevlana Haftası başlamıştır. Hazret-i Mevlana dünyanın her yerinde anılıyor, biz de Hayrabolu’da da analım dedik. İnşallah bu vesileyle Hayrabolu’ya da rahmet ve bereket gelir. Biz Meriç’i, Vardar’ı, Tuna’yı bir elde Kura’n-ı Kerim olduğu halde, Kuran okuyarak geçtik. Ama bunun yanında, öbür elimizde de Mevlid-i Şerif okuyarak, Delail-i Hayrat okuyarak ve Mesnevi-i Şerif okuyarak geçtik. Dolayısıyla Hayrabolu’nun, tüm Trakya ve Balkanların da Hazret-i Mevlana ile alakası vardır, buraların Mevlana’yı hep hayırla yad etmesi gerekir.”

          Güneşin Doğduğu Yerde Doğan Bir Güneş

Mevlana’nın, Horasan bölgesinin Belh şehrinde doğduğunu belirten Hasan Gümüş sözlerini şöyle sürdürdü: “Horasan kelime olarak ‘hûr’ ve ‘âyân’ kelimelerinden oluşmuştur. ‘Hûr’ güneş demek, ‘âyân’ da doğan ve yükselen demektir. Dolayısıyla Horasan da ‘ güneşin doğduğu, yükseldiği yer’ demektir. Yani bir mana ile de güneş gibi adamların doğduğu yerdir. Hazret-i Mevlana da güneşin doğduğu yerde dünyaya gelmiş bir güneştir.”

Hasan Gümüş, Mevlana’nın yaklaşan Moğol istilası sebebiyle ailesiyle birlikte memleketinden göç ettiğini, Mekke ve Şam’a da uğradıklarını ancak buralarda kalmayarak Anadolu’ya geçip yerleştiğini ifade ettikten sonra “Bunda da hikmetler vardır. Çünkü Osmanlı Devleti kurulacaktır. Bir medeniyet oluşmaktadır. Bu büyük insanlar medeniyet kurmuşlar ve idare etmişlerdir. Medeniyet kurmak ve yönetmek kolay iş değildir. Yüzyıllarca İslam’ın hamisi ve hadimi olacak Osmanlı Devletinin ve bir büyük medeniyetin kurulmasına ortam hazırlanacaktır. Ve bunda en büyük pay sahiplerinden biri de şüphesiz Hazret-i Mevlana olmuştur. Bu ilahi hikmetle Mevlana Anadolu’ya, o zamanki adıyla Diyar-ı Rum’a gelip yerleşmiş ve ‘Rumi’ mahlasını alarak Mevlana Celaleddin-i Rumi olmuştur.” dedi.

Dünya Mevlana’ya Koşuyor

İlgiyle takip edilen programda Mevlana’nın en büyük eseri Mesnevi’den beyitler okuyarak açıklamalarda bulunana Hasan Gümüş, Mevlana’nın mesajlarının çağları aşarak bugünün insanına dahi ışık tutuğunu ve batılı gayrimüslimleri dahi etkileyerek kendine bağladığını vurguladı: “Mevlana insana tebessüm etmeyi hatırlatıyor ve ‘tebessüm et’ diyor. Çünkü tebessüm iyi geçinmenin aslıdır. Hazret-i Havva Validemiz yaratıldığında Hazret-i Adem’e ilk tepkisi tebessüm olmuştu, gülümsemişti. Hazret-i Mevlana insanlara mutluluğun yollarını göstermektedir. Bu dünyada mutlak mutluluk yoktur. Çağımızın modern ama mutsuz, gülümsemekten dahi mahrum, stres ve depresyon içinde yuvarlanan insanına Hazret-i Mevlana bir şeyler söylemektedir. Mevlana’yı tanıyan O’na koşuyor. “