Muhsin Yazıcıoğlu Anıldı

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu vefatının 3. yıldönümünde Edirne Alperen Ocakları tarafından düzenlenen bir programla anıldı. 24 Mart 2012 günü Edirne Mimar Sinan Vakfı Balkan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen programa konuşmacı olarak katılan Hasan Gümüş “Büyük şehit ve büyük alperen merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nu rahmetle anıyoruz. Yazıcıoğlu’nun bir mümin, Müslüman ve muvahhid olduğuna gıyabında şehadet ediyorum.” dedi. Programa Edirne milletvekili Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Büyük Birlik Partisi Edirne İl Başkanı Ayhan Köroğlu, Ak Parti Edirne İl Başkanı Av. Müjdat Kahve’nin yanı sıra çok sayıda dinleyici katıldı.
Siyer-i NebiKur'an ve Tefsir

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu vefatının 3. yıldönümünde Edirne Alperen Ocakları tarafından düzenlenen bir programla anıldı. 24 Mart 2012 günü Edirne Mimar Sinan Vakfı Balkan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen programa konuşmacı olarak katılan Hasan Gümüş “Büyük şehit ve büyük alperen merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nu rahmetle anıyoruz.
Yazıcıoğlu’nun bir mümin, Müslüman ve muvahhid olduğuna gıyabında şehadet ediyorum.” dedi. Programa Edirne milletvekili Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Büyük Birlik Partisi Edirne İl Başkanı Ayhan Köroğlu, Ak Parti Edirne İl Başkanı Av. Müjdat Kahve’nin yanı sıra çok sayıda dinleyici katıldı.

Yaşadıkları dönem itibariyle merhum Yazıcıoğlu ile aynı neslin insanları olduğunu belirten Hasan Gümüş şunları söyledi: “Bizim neslimize bazen Asım’ın nesli, bazen fetih nesli. Bazen diriliş nesli, bazen Büyük Doğu nesli denilmiştir. Rahmetli Yazıcıoğlu gençliğe Alperen nesli demiştir. Hem vatanı milleti için gayret eden hem de manevi yönünü kuvvetlendirmeye çalışan gençlik arzulamıştır. Kendisi de bu yolda çalışmış ve son nefesini vermiş bir büyük şehit ve büyük alperendir.”

Hasan Gümüş konuşmasında 28 Şubat sürecinin İslami camia için zorluklarını hatırlatarak “Böyle bir süreçte Türkiye’de dik duran, eğilmeden bükülmeden doğru bildiğini söyleyen birkaç yiğit adam çıktı. Bunların başında Merhum Yazıcıoğlu geliyor. Kendisini mertliği ve yiğitliği ile hep Hazret-i Ömer’e benzetmişimdir.” dedi.

Merhum Yazıcıoğlu ile hatıralarına değinen Hasan Gümüş bir hatırasını şöyle anlattı: “Rahmetli Yazıcıoğlu ile Edirne ziyaretlerinde beraber olmuştuk. En son vefatından birbuçuk ay kadar önce 2009 yılı şubat ayının onuncu günü yaklaşan mahalli seçimler dolayısıyla partisinin aday tanıtımı için Edirne’ye geldiğinde parti programından sonra burada bizi ziyaret etmişti. Ziyaretinde ‘Benim hiçbir tarikata intisabım yoktur ancak tarikatları ve cemaatleri severim. Madem siz İskenderpaşa ile alakalısınız rahmetli Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocaefendi ile ilgili bir hatıramı nakledeyim. Avustralya’ya Hocaefendi’yi ziyarete gitmiştim. Bir kreş açılışında beraberdik. Bizi beraber gören bir gazeteci yaklaşarak bana ‘Muhsin Yazıcıoğlu, Esat Coşan’la birliktesin. Esat Coşan’ı partine almayı düşünüyor musun? Dedi. Ben de, Sayın Esat Coşan bir ilim, fikir ve gönül adamıdır. Biz fikirlerinden istifade ederiz, öyle bir şey sözkonusu değil, dedim. Bu defa döndü, Esat Coşan, Musin yazıcıoğlu ile birliktesin. Partisine girmeyi düşünüyor musun? Dedi. Hocaefendi de, Muhsin Bey fikir yolumuzu siyasi alanda takip eden sevdiğimiz bir siyaset adamıdır, öyle bir şey sözkonusu değil, dedi. Gazeteci soruları devam ettirmeye çalışırken bileğinden tuttum, alnındaki damarı çıkarak kızardı, kendisine tamam yeter, dedim. Çok geçmeden telefonu bana verdiler. Arayan Türkiye’den Zaman Gazetesinden Hüseyin Gülerce imiş. Dedi ki, Muhsin Bey kusura bakmayın, bizim muhabir oğlan biraz saygısızlık etmiş, biz onu hemen görevden aldık, ama keşke başka yollara başvurmadan bize söyleseydiniz, biz gereğini o zaman da yapardık, dedi. Ben şaşırdım. O sizin muhabiriniz mi idi, ben onu Doğu Perinçek’in adamı zannettim, dedim. Sonra öğrendim ki, meğer bizim bir arkadaş, o muhabiri dışarıda yanına çağırmış, o içerideki soruları bir de bana sor bakayım diye sıkıştırmış. Sorunca da bir kafa atarak burnunu kırmış, elindeki kaseti de yere atıp çiğnemiş. Hocaefefendi de durumu anlayınca, efendim kusura bakmayın bizimkiler böyle böyle yapmış dedim. Ben öyle deyince rahmetli Hocaefendi de, ben de işte sizinkilerin bu tarafını seviyorum, hiç veresiye iş yapmazlar, neyse peşin yaparlar, dedi.”

Hasan Gümüş, Yazıcıoğlu’ya Allah’tan rahmet dileyerek ve dua ederek sözlerini tamamladı.

Hasan GÜMÜŞ

Takip Edin...

Sohbet Takvimi

Sohbetler

Ziyaretler

Eserler

Eserler

Kur’an “Oku” ile başlar. Okumanın “dinleme” anlamı da vardır. “Edep’te” dinlemekten başlar”.
Siyer-i NebiKur'an ve Tefsir

ÖNCE DİNLE

Dinleme paylaşmadır.Zordur.Derdini anlatan kişinin derdini dinleme, mutluluğunu anlatan kişinin mutluluğunu dinleme,ana-babanın,hocanın nasihatlerini dinleme hep nefsin ağrına giden işlerdir.

 

HAYAT BEDAVA DEĞİL

Pişmanlığın dört çeşit olduğu söylenir. Günlük pişmanlık,yıllık pişmanlık, ömürlük pişmanlık ve ebedi pişmanlık. Bitmeyen, bitmeyecek pişmanlık ebedi pişmanlıktır. Allah korusun bu dünyadan imansız göçenler bu tür pişman olanlardır. Ebediyen ah vah edeceklerdir bu tür pişmanlar.

 

ALLAH ( C.C. ) VE GÜZEL İSİMLERİ

"O, öyle bir Allah'tır ki O'ndan başka ilah yoktur.Görülmeyeni ve görüleni bilendir.O Rahman ve Rahim.O öyle bir Allah'tır ki kendisinden başka hiç bir ilah yoktur.O malik ve sahiptir, münezzehtir,selamet verendir, emniyete kavuşturandır, gözetip karuyandır, üstündür, istediğini zorla yaptıran,  büyüklükte eşi olmayandır."

 

PEYGAMBER EFENDİMİZ

Biz Müslümanlar en fazla, sevginin yaratıcısı, hem kendisi çok seven, hem de çok sevilen, sevdiklerimizi bize bağışlayan ve sevdiklerimizin sevgisini koymak için bize gönüller veren Cenab-ı Allah’ı, bütün sevgilerin üzerinde bir sevgiyle severiz. İkinci olarak, özü sevgi, mayası sevgi ile karılmış, sevginin yaşayan hali, yürüyen hali, sevginin nasıl yaşanacağını bize gösteren Sevgili Peygamberimizi, Cenab-ı Allah’tan sonra en fazla severiz.