Yedi yıl önce, Suriye ile aramız bugün ki kadar iyi değildi, olumlu gelişmeler yeni başlamıştı. İşte o günlerde eskiden beri merak ettiğim Halebi, Humusu,Hama ve Şam’ı dolaşayım istedim. Rahat hareket edeyim diye gezi gruplarına katılmadan, yalnız başıma kara yoluyla Suriye’ye gittim.

Seyahatim yaklaşık on gün sürdü. Suriye halkının eğilimlerini, yönetiminin olumlu olumsuz yönlerini elimden geldiğince öğrenmeye çalıştım.Gezi merkezim Suriye’nin başkenti Şam oldu.Eski Şam denilen Şam tarihi dokusunun hakim olduğu bölümde meşhur Selahaddin Eyyubi, Osmanlı yapımı Hamidiye Çarşısı, Süleymaniye Külliyesi ve en eski yapı olarak içinde Yahya Peygamberin kabrinin olduğu Emevi Camii var.

Gezi yorgunluğumu bu bölgede bol bol gözlem yaparak geçiriyordum. İkindi ile akşam arası bu bölge çok kalabalık oluyor. Hem Şam’ın yerlileri hem turistler bu vakitte burada bulunuyorlar.

Böyle bir vakitte döner ekmekle açlığımı gidermeye çalışırken, üç bayan bana doğru ayaklarıma bakarak yaklaştı. Ayakkabılarınızı nereden aldınız beylerimize ayakkabı almaya çıktık ayakkabılarınızı beğendik dediler. Alamazsınız, çünkü bu ayakkabılar buradan değil İstanbul’dan dedim.Gittiler. Yirmi beş yaşlarında bir delikanlı bu konuşmamızı dinlemiş İstanbul sözünü duyunca yanıma oturdu.

Yalan söyleyecek halim yok. Delikanlının yanıma oturması pek hoşuma gitmedi. İstanbullu musun? Dedi delikanlı. Hayır İstanbul’a yakın bir şehirden, Edirne’den dedim. Soğuk cevap vermem delikanlıyı ürkütmedi.Anlaşılan benimle konuşmaya niyetliydi.Elini uzattı ben Ahmet Cezayirliyim. İstanbul’a gidiyorum uzat elini dedi.Uzattım iznin olursa elini öpmek istiyorum. Bir türkün elini öpme mutluluğunu çok görmeyin lütfen dedi. Elimi öptü.

Ahmet, İstanbul Beşiktaş’a gidiyormuş. Barbaros Hayrettin Paşayı ziyaret edecekmiş. Neden Barbaros Hayrettin Paşa diyecek oldum gözleri doldu. Barbaros Hayrettin, Cezayiri Osmanlı ile buluşturan, Cezayir’i sizin bir Eyaletiniz haline getiren zat. Adil, cömert, asil, kahraman, hoşgörülü insanlarla bizi buluşturan zat. Ona şükranlarımı arz etmek için kabrini ziyaret edeceğim dedi ve ilave etti. Siz bizi 315 yıl yönettiniz dilimize,dinimize geleneklerimize karışmadınız.Ancak gönlümüze girdiniz bakın ben bir tek kelime Türkçe bilmem ama Türkiye için canımı veririm. Sizden sonra bizi Fransızlar yönetti. 70 – 80 sene Cezayir’de kaldılar. Yemedikleri halt karışmadıkları, karıştırmadıkları değerimiz kalmadı. Dilimizi unutturdular. Şimdi ben dahil Cezayirde Fransızca bilmeyen yok. Dillerini verdiler fakat sevgilerini veremediler.

Ahmet dolmuş derdini nefes almadan anlatırken fırsat buldum araya girdim. Ahmet ! bu duygular, Cezayir’in kaçta kaçında var dedim. Ahmet düşünmeden cevap verdi. Tümünde diyeceğim ama ben makul olanı söyleyeyim %85–90 da var dedi.

Dili dilime, rengi rengime, ülkesi ülkeme benzemeye sadece dini dinime, adı adıma benzeyen ülkemden binlerce km uzakta bir insanın milletim ve ülkem hakkındaki görüşleri heyecan vericiydi. Bir daha anladım dünyanın en önemli yatırımı insanların gönüllerine yapılan yatırımmış.

Gönülleri kazanmak kolay değil tabi. Önce muhatabını adam yerine koyacaksın değerlerine saygı göstereceksin. Çeşitliliği, ayrı renkleri hoş karşılayacaksın. Hoş karşılayacaksın ki 15 hanelik köyde 5 hane müslüman camiye, 5 hane yahudi havraya, 5 hane hrıstiyan kiliseye gidecek ve 480 yıl kavga etmeden barış içinde yaşayacak.

Bu kadar devlet tecrübesine sahip ülkemizde son günlerin popüler tartışma konusu hak ve özgürlüklerin genişletilmesi.

Hak ve özgürlükleri genişletirsek ne olacak? Devlet çöker millet parçalanır mı? Tecrübeler ve tarih, insanın yücelmesiyle devletin de yüceldiğini bize gösteriyor. Gönüllerde iktidar olanların iktidarlarının daim olduğunu gösteriyor. Zorbaların ise ne kadar maddi güce sahip olurlarsa olsunlar yıkılmaya mahkum olduğunu gösteriyor. Öyle olmasaydı, Bulgaristan da jivkov zorba rejimi, Rusya’da zorba komunist rejim, Amerika’da zorba beyaz insan hakimiyeti çökermiydi?

Konun önemli olduğunu düşünüyorum. Düşünce ve kanaatlerimi inşallah sizinle gelecek hafta da paylaşmaya devam edeceğim.

KAYNAK: www.edirneakhaber.com