untitledEdirne İli Meriç İlçesi Serem Köyünde düzenlenen Rumeli’den Geliş Ve Çeltik Şenlikleri’nde konuşan Hasan Gümüş, “1100 sene önce müslüman olduktan sonra Allah’ı tanımışız, Peygamberi tanımışız. Sadece biz tanımakla kalmayalım, herkes Allah’ı tanısın, müslümanlığı tanısın, Türklüğü tanısın, ezanı bilsin, ay yıldızlı bayrağımızı bilsin diye, Orta Asya’dan Orta Doğu’ya, Orta Doğu’dan Anadolu’ya, Anadolu’dan Gelibolu’ya, Gelibolu’dan da Rumeli’ye ve Balkanlara gelmişiz. Ve burasını ebediyen yurt edinmişiz.” dedi. İstanbul’da bulunan Serem Köy Yardımlaşma ve Kültür Derneği’nin bu yıl ikincisini düzenlediği program 29 Mayıs 2011 Pazar günü gerçekleştirildi. Yoğun katılımın gerçekleştiği program coşkulu ve duygulu anlara sahne oldu.

            Kendisi de aslen Serem Köylü olan Edirne Mimar Sinan Vakfı kurucu başkanı Hasan Gümüş köye gelişinde köy meydanında başta Serem Köyü muhtarı Hüseyin Aksoy, dernek başkanı Mustafa Can olmak üzere Serem Köylüler tarafından coşkuyla karşılandı. Programda hemşehrilerine hitap eden Hasan Gümüş “Köy meydanına geldiğim zaman, çok değerli komşularımı ve hemşehrilerimi görünce, adeta bir dostlar ve akrabalar ormanına girdiğimi hissettim. Mutlu oldum. İnsanın bazen geçmesin, dursun ve donsun dediği anlar ve zamanlar olur. Mutluluk anlarıdır o anlar. Benim için de adeta bu saatler ve köy meydanında yaşadığım o heyecan, ‘Dursun, kıyamete kadar aynı anı yaşayayım’ diye mutluluğu hissettiğim anlar oldu.” dedi.

            Rumeli’den Geliş Değil, Rumeli’ye Geliş

            Atalarımızın yüzlerce yıl önce kalıcı olarak Rumeli’ye geldiklerini vurgulayan Gümüş sözlerini şöyle sürdürdü: “Rumeli bizim göz ağrımızdır. Rumeli bizim gönül sızımızdır. Rumeli bizim kızıl elmamızdır. 1100 sene önce müslüman olduktan sonra Allah’ı tanımışız, Peygamberi tanımışız. Sadece biz tanımakla kalmayalım, herkes Allah’ı tanısın, müslümanlığı tanısın, Türklüğü tanısın, ezanı bilsin, ay yıldızlı bayrağımızı bilsin diye, Orta Asya’dan Orta Doğu’ya, Orta Doğu’dan Anadolu’ya, Anadolu’dan Gelibolu’ya, Gelibolu’dan da Rumeli’ye ve Balkanlara gelmişiz. Ve burasını ebediyen yurt edinmişiz. Biz Rumeli’ye Rumeli’yi terk etmek için değil, ama burada ebedi kalmak için gelmişiz. Selanik Rumeli’nin bir parçası, ama Edirne de bir parçasıdır. Kalbimizin sızısı, sevgisi Rumeli’ye karşı devam ediyor. Çünkü bizde nehir deyince aklımıza Meriç gelir. Nehir deyince Vardar gelir. Nehir deyince Tuna akla gelir. Ve dağ deyince Balkanlar gelir. Balkanların türküleriyle, Vardar ovası şarkılarıyla yetişmişiz, büyümüşüz. Dolayısıyla biz Rumeli’de kalıcıyız. Çünkü Rumeli olmadan İstanbul olmaz. İstanbul olmadan Ankara olmaz. Ankara olmadan Anadolu olmaz. Anadolu’nun müdafaası Edirne’den başlar. Ama Edirne’nin müdafaası Batı Trakya’dan başlar. Edirne’nin müdafaası Makedonya’dan başlar, Saraybosna’dan başlar.”

            Programı düzenleyenlere teşekkür eden Hasan Gümüş “Hem köyümüz, hem milletimiz, hem devletimiz bir olsun. İri olsun. Diri olsun. Bugüne kadar şanla şerefle yaşadığı gibi, kıyamete kadar şanla şerefle yaşasın.”  diyerek sözlerini bitirdi.

            Konuşmasının sonunda Serem Köy Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından Serem Köy’e katkılarından dolayı Hasan Gümüş’e plaket verildi.

29052011566

Serem-enlik