SORU        : Selamün aleyküm Hocam. Benim size bir sorum olacak. Biz beş sene önce eşimin eski patronundan bir miktar altın aldık borç olarak. Fakat bir türlü ödemek nasip olmadı. Ama Rabbimin izni ile, olduğu vakit hemen ödeyeceğiz inşallah. Ve aldığımız kişi sürekli bize beddua ediyor. Ben çok üzülüyorum, vicdan azabı çekiyorum. Dedim “Abla bize beddua etme. Dua et ki Rabbim bize en kısa zamanda fırsat versin. Biz de sanan olan borcumuzu ödeyelim.” Ama o bedduada ısrarlı. “Sizi Allah’a havale ediyorum. Çocuğunun acısını gör, ciğerin yansın.” Diyor. Acaba bedduası tutar mı? Çok üzülüyorum Hocam. En kısa zamanda cevap yazarsanız sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim. Allah razı olsun.

CEVAP    : Ve aleyküm selam. Sorunuzun iki bölümü var; biri, borcun vaktinde ödenmemesi, diğeri alacaklının bedduası. Beddua, bir kişinin başına kötülük gelmesi için yapılan duadır. Dinimizde bedduaya belli ve meşru sebepler içinde izin verilmiştir. Zulme uğrayanlar zalime beddua edebilirler. Müslümanlara işkence, şiddet, baskı uygulayanlara karşı Peygamber Efendimiz beddua etmiş. Sonuçları görülmüştür. Duası kabul edilenler sayılırken misafirin, babanın çocuklarına, adaletli devlet başkanının, oruçlunun dualarının yanında mazlumun bedduası da sayılmıştır.(Müsned IV,154) Peygamber Efendimiz “Mazlumun bedduasından sakın. Çünkü mazlumla Allah arasında perde yoktur.(Buhari, Bab uz-Zekat,760) buyuruyor.

Ancak beddua istisnadır. Düzelme, doğruya erme şansı görülmeyenlere yapılabilir. Asıl olan iyiliği, güzelliği, hidayeti istemedir.

Anladığım kadarıyla siz borcunuzu inkâr etmiyorsunuz. İmkânınız olduğu halde ödemezlik yapmıyorsunuz. Böylesi bir iyi niyet, karşı taraftan gelecek bedduanın tutmasını Allahu a’lem engeller. Ancak borcu ödeme şansını yakaladığınız gün gecikmeden borcunuzu ödeyin.